7 Soruda Trombosit Hakkında Merak Edilen Her Şey
Kardiyovasküler sistem olarak adlandırılan kalp ve damarlardan oluşan bu sistem içinde dolaşan kan, vücut hücrelerine besin, oksijen, vitamin, hormon ve antikorları taşır. Aynı zamanda hücrelerin metabolik olaylar sonucu oluşturduğu karbondioksit gibi atık maddeleri de vücuttan uzaklaştırır. Vücutta kemik iliğinden üretilen kan, plazma denilen sıvı ve şekilli elementlerden meydana gelir. Santrifüj denilen bir işlemden geçirilerek kanı oluşturan bileşenler görülebilir. Tüp içerisine alınan kan santrifüj edildiğinde tüpün alt kısmında kırmızı küreler ve üst kısmında plazma denilen sıvı oluşur.
İki bölüm arasında ortada bir hat oluşur. Bu hatta trombosit denilen elementlerin oluşturduğu kan pulcukları ve beyaz küreler yer alır. Kanın yaklaşık %55’lik kısmını plazma oluşturur. Tüpün alt kısmında yer alan kırmızı küreciklere eritrosit denir ve kanın yaklaşık %40-45’lik kısmını oluşturur. Geri kalan %5-10’luk kısmı ise beyaz küreler ve trombosit denilen hücreler oluşturur.
1) Trombosit Nedir?
Vücutta oluşan herhangi bir yaralanma sonucu oluşan kanamanın durdurulmasını sağlayan trombosit, kanın pıhtılaşmasında görev alan bir hücredir. Trombosit sayısını karaciğer kontrol eder. Görevi sonlanan başka bir deyişle yaşam süresi dolan trombosit dalak tarafından parçalanır. Vücudun hayati fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli bir rol oynayan hücre kemik iliğinde bulunan megakaryosit adlı hücreler tarafından oluşturulur.
Çekirdeksiz bir yapıya sahip olan trombosit renksizdir. Kanamayı durdurma görevinin yanında trombosit, herhangi bir damar zedelenmesi ya da kanama olmaksızın hafif yaralanması durumunda damarın büzülmesini sağlayarak kan akışını yavaşlatır. Kanamanın olduğu bölgeye ulaşan trombositler yaralı bölgeye ve birbirlerine yapışarak burada bir set oluşturur ve kanamayı durdurur.
Damar içinde yapışmadan serbest bir şekilde dolaşmasını ise içeriğinde bulunan glikoprotein yapısı sağlar. Herhangi bir damar yırtılması durumunda ise şişerek yırtığı tamamen kapatan trombositler yapışkan bir madde sağlar ve birbirlerine yapışır.
2) Trombosit Düşüklüğü Nedenleri ve Belirtileri
Kandaki trombosit sayısının düşüklüğü trombositopeni, kandaki trombosit sayısının 150 binden az olması durumunda yaşanır. Bu sayı 50 binin altına düştüğünde insan hayatı için büyük bir tehlike söz konusudur. Görev süresi dolan trombositlerin parçalanması ile görevli olan dalağın normalden fazla çalışması ya da büyümesi trombositlerin yüksek oranda vücuttan dışarı atılmasına neden olur. Bu durumda vücutta trombosit düşüklüğü oluşturur.
Buna ek olarak:
- Genetik hastalıklar ve bağışıklık sistemi hastalıkları
- Kan kanseri ve kemik iliği kanseri
- Anemi, Hepatit C ve siroz gibi hastalıklar
- B12, folat, demir eksiklikleri, yüksek alkol tüketimi ve aşırı sigara tüketimi
- Viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar
- Hamilelik ve çeşitli ilaçların yan etkisi trombosit düşüklüğüne neden olabilir.
Trombosit düşüklüğü belirtileri:
- Herhangi bir hafif çarpma durumunda bile ciltte kolay bir şekilde morarma oluşması
- Diş ve diş eti kanamaları, rektumda kanama veya burun kanamaları
- İdrar ya da dışkı da kan görülmesi
- Aşırı regl kanaması, cilt kesiklerindeki kanamanın uzun süre devam etmesi
- Yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük, baş dönmeler
- Sarılık, dalak büyümesi
- Cilt altında kanama, genel olarak alt bacaklarda belirgin bir şekilde oluşan kırmızımsı mor lekeler ve ayrıca düşük trombosit hemoroid kanamalarına yol açabilir.
3) Trombosit Düşüklüğü Tedavisi Nasıl Yapılır?
Trombosit düşüklüğünün tespiti tam kan testindeki trombosit sayısına göre yapılır. Dahiliye uzmanları tarafından teşhisi konulan hastalıkta, yapılan kan trombosit testi sonucunda trombosit miktarı az bulunursa kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi ile kemik iliğinin sağlık durumu hakkında bilgi alınır.
Dahiliye uzmanı tarafından yapılan testlerin sonucuna göre hastalığın nedeni belirlenir ve nedene göre tedavi uygulanır. Genel olarak trombositopeni nedeni bağışıklık sistemi hastalıklarından kaynaklanıyorsa kortizon tedavisi başlanabilir.
Trombosit düşüklüğünün altındaki neden eğer kanser hastalığı ise kemoterapi tedavisi uygulanabilir. Hastanın trombosit seviyesi aşırı düşük olduğunda trombosit kan takviyesi yapılarak normale dönmesi sağlanabilir. Yapılan tedavi seçenekleri hastanın durumunu etkilemezse doktor tarafından dalak alınabilir.
4) Trombosit Yüksekliği Nedenleri ve Belirtileri
Kandaki trombosit miktarının 400 binin üzerinde olması trombosit yüksekliği olarak tanımlanır. Trombosit yüksekliği nedenleri:
- Anemi, aşırı kan kaybı, demir eksikliği
- Kanser hastalığı, kemoterapi tedavisi, kalp krizi
- Enfeksiyon hastalıkları, Kawasaki gibi inflamatuar hastalıklar
- Miyelodisplazi, myelofibrozis, Polycythemia vera
- Dalağın alınması, alerjik reaksiyonlar, böbrek hastalıkları, Ameliyat sonrası travma
- Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri
- Aşırı egzersiz yapma, cilt yanıkları
Trombosit yüksekliği belirtileri:
- Herhangi bir hafif çarpmada bile cildin çabuk ve kolay morarması
- Halsizlik, güçsüzlük, çabuk yorulma
- Baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı
- Geçici görme bozuklukları, bulanık görme, bayılma nöbetleri, ellerde ve ayaklarda uyuşma ya da karıncalanma
- Burun kanamaları, diş ve diş eti kanamaları
- Kalp spazmı, kalp krizi geçirme, nefes almada zorlanma, felç
- Damarda kanın pıhtılaşması, dışkıda kan
5) Trombosit Normal Değeri Nedir?
Sağlıklı ve yetişkin bir insanın kanındaki trombosit miktarı normal koşullarda 150 bin ile 400 bin arasındadır. 150 binin altında trombosit düşüklüğü 400 binin altında ise trombosit yüksekliğinden söz edilebilir.
Düşük trombosit miktarı kanamanın artmasına neden olurken trombosit yüksekliği damarlardaki kanın pıhtılaşmasına neden olur. Ortalama 8-10 gün yaşayan trombositler yaşam sürelerinin sonunda dalakta parçalanarak vücuttan dışarı atılır. Düşük ya da yüksek trombosit hastalığı ciddi sağlık problemlerine yol açan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemidir.
6) Trombosit Yükselten Yiyecekler Listesi
- Bal Kabağı: Güçlü bir antioksidan olan bilinen bal kabağının bilinmeyen bir diğer faydası da kandaki trombosit miktarını arttırmasıdır. Aminoasit ve vitaminler açısından zengin bir besin olan balkabağı düzenli olarak tüketildiğinde kan trombosit miktarını arttırıcı etki gösterir.
- Turunçgiller: Turunçgiller de yüksek orandaki C vitamini içerikleri sayesinde trombosit miktarında artış sağlayabilir.
- Hint Bektaşi Üzümü: Egzotik bir meyve olan Hint Bektaşi Üzümü, içeriğindeki A vitamini ve yüksek orandaki C vitamini sayesinde trombosit yapımını arttırıcı etki gösterir.
- Aloe Vera: Yüksek oranda vitamin ve mineral içeren aloe vera jeli de trombosit oluşumunu hızlandırır. Antioksidan özelliklere sahip olan jel, toksin maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayarak trombositlerin güçlenmesini destekleyici rol oynar.
- Ispanak: Yüksek protein ve K vitamini içeriğine sahip olan ıspanak trombosit oluşumunda oldukça önemli bir sebzedir. Doğal olarak hazırlanan ıspanak suyu, trombosit sentezini arttırarak kan damarlarının akışkanlığını hızlandırır.
- Papaya: Papaya bitkisinin iç kısmı ve yaprakları da trombosit seviyesinin arttırılmasına faydalıdır.
- Pancar: Antioksidan özelliği ile ön plana çıkan pancar, K, A ve C vitamini açısından zengindir. Bu vitaminleri sayesinde trombosit sentezini arttırır ve güçlenmelerini destekler.
- Antep Fıstığı: Bu besinlere ek olarak Antep fıstığı ve yeşil mercimek de trombosit için şifalı bitkiler arasında yer alır.
7) Trombosit Bağışı Nasıl Yapılır?
Kanda trombosit düşüklüğü durumu kanama riskini arttırır. Lösemi hastaları trombosit üretimi yapamazlar ve bu nedenle trombosit bağışı bu hastalar için oldukça önemlidir. Trombosit nakli için iki yöntem uygulanır. Birinci yöntem santrifüj yöntemidir. 1 ünite taze kan, santrifüj yöntemiyle ayrıştırılır ve 1 ünite trombosit süspansiyonu elde edilir. İkinci yöntem ise aferez cihazı yöntemidir. Bu cihaz ile tam kandan 1- 1,5 saat içinde 6-8 ünite trombosit süspansiyonu elde edilir. Trombosit süspansiyonları oda sıcaklığında 5 gün muhafaza edilebilir.
Trombosit vermek isteyen kişi ile alıcının kan grubunun aynı olması tercih edilir. Ancak acil durumlarda farklı kan gruplarına ait trombosit kullanılabilir. Trombosit bağışı yapan kişinin kolundan aferez cihazı ile kan alınır ve trombositler ayrıştırılarak bağışçının diğer kolundan geriye verilir. Trombosit bağışı yapan kişi tekrar bağış yapabilmek için 48 saat beklemelidir ve haftada en fazla 2, yılda da en fazla 24 kez trombosit bağışı yapabilir. 18-60 yaş aralığındaki ve 50 kilonun üzerindeki, hemoglobin değeri 13gr/dl üzerindeki ve trombosit sayısı 150 binin üzerindeki herkes trombosit bağışı yapabilir.
Peki, trombosit verdikten sonra ne yemeli? Günün devamında kan şekeri seviyesinin sabit tutulabilmesi için sindirimi kolay olan meyve, yoğurt ya da tam buğdaylı gıdalar tüketilebilir. Meyveli yoğurt ya da küçük bir kepekli ekmekli sandviç ile meyve suyu önerilmektedir.
Hemoglobin Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü, Değeri Kaç Olmalı?
Akdeniz Anemisi (Talasemi) Nedir? Belirtileri, Taşıyıcısı ve Tedavisi
Kansızlık Belirtileri Nelerdir? Ne İyi Gelir? Nedenleri, Tedavisi
slm hanımlar özür diliyorum ama hiç sağlıklı tarifeler vermiyorsunuz yağ ve şeker un deposu olarak hamur işlerinden kurabiyelerden ve pastalardan başka bir şeyiniz yokmu kilo yapmaktan başka bir şey değil kusura bakmayın önüne gelen bilinçli veya bilinçsiz tarife gönderiyorlar üç beyazdan vaz geçelim şeker yağ un teşekkürler üzgünüm🙄🙄🙄